8 Mayıs 2014 Perşembe

keçeyle tanışma hikayemiz ve keçe çilek kolye

Keçeyle ilk tanışmamız iki yıl kadar önce olmuştu. Eminönü'nden aldığım birkaç keçe parçasını değerlendirmek için anneme götürmüş, keçeleri bir daha elinden alamamıştım:) Salonun ortasında keçe dikip kesmeye çalışırken ortalık toz duman olunca bu işler için kendimize bir oda ayarladık ve harıl harıl çalışmaya başladık ve o zamandan beri annemle birlikte keçeyle oynamaya devam ediyoruz:)
Keçe çok çok güzel bir malzeme, onun gibi canlı renkleriyle kendini gösteren ve onun kadar kolay kesilip dikilebilen bir başka malzeme yoktur heralde.  
Keçeyle çalışmaya ilk hazır keçe kumaşlarla başladık. Birkaç kere yün keçeyle de denemelerimiz olmuştu ama ıslak keçeleştirme tekniği o zamanlar biraz gözümüzü korkutmuştu. Bir takım cilt sorunlarımız nedeniyle su ve sabunla fazla haşır neşir olmak zor olacakmış, ıslanan keçeye şekil vermek mümkün olmayacakmış gibi gelmişti. Üstelik kumaş keçeleri kesip dikmek çok daha kolay ve eğlenceli görünüyordu. Ama son zamanlarda yeniden sulu sabunlu keçe çalışmalarıyla ilgilenmeye başladık. Bu aralar elimize bir keçe parçası alıp sabunlu suyla yuvarlamak için bulduğumuz hiçbir fırsatı kaçırmıyoruz:)
Bu çilek kolye de sulu sabunlu keçe çalışmalarımızın en sevimlisi :) 

Sağlam olması için kolyenin ipini keçeyle yeşil bir ipi bir araya getirerek keçeleştirdik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder